Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, PKK’nın Silah Bırakma Kararını Değerlendirdi

Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın silahları bırakma çağrısını değerlendirdi. Özdağ, Türkiye’nin PKK lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen süreci kaygıyla izlediğini belirterek, PKK’nın silahları bırakmasının “gerçek olamayacak kadar iyi” olduğunu ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör eylemlerine son verilmesi çağrısına yanıt veren PKK lideri Abdullah Öcalan, PKK’nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahlarını bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan, Bahçeli’nin çağrısının olumlu karşılandığı ortamda silah bırakma çağrısını yaparak tarihi sorumluluğu üstlendiğini belirtti.

Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına ek olarak yaptığı açıklamada, silahların bırakılması ve PKK’nın kendini feshetmesinin demokratik siyaset ve hukuki boyutunun tanınmasını gerektirdiğini vurguladı.

PKK Yürütme Komitesi, Öcalan’ın çağrısına uyacaklarını ve 1 Mart’tan itibaren geçerli olacak şekilde ateşkes ilan ettiklerini açıkladı. Ateşkes sürecinde saldırı olmaması koşuluyla hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağı belirtildi.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, PKK’nın kendini feshedeceğine inanmadığını, ancak bu durumun gerçekleşmesinin çok olumlu olacağını belirtti. Özdağ, PKK, YPG ve PYD’nin silahlarını bırakarak kendilerini fesh etmeleri durumunda herhangi bir şart öne sürmemesinin olağanüstü bir durum olduğunu ifade etti. Ancak Özdağ, sürecin bazı karanlık noktaları olduğunu ve hızlı sonuçlanmayacağını düşündüğünü belirtti.

Özdağ, PKK’nın silah bırakması için yapılması gereken siyasi ve hukuki düzenlemeler konusunda belirsizlikler olduğunu ve sürecin netlik kazanmadan hızlı bir şekilde sonuçlanmasının zor olduğunu dile getirdi. Ayrıca, erken seçim için PKK lideri Öcalan’ın yapacağı görüşmelerin Anayasa değişikliği ile sonuçlanması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı makamı, Özdağ’ın tutuklanma gerekçeleri ve PKK hakkındaki açıklamaları hakkında yorum yapmazken, muhalefet temsilcilerine yönelik soruşturma ve tutuklamaların siyasi olmadığını savunuyor ve yargının bağımsız olduğunu vurguluyor.