CHP İstanbul İl Başkan Adayı Cemal Canpolat, il kongresinde; “Ben İstanbul’u teslim ettiğimde Bahçelievler’de referandumda aldığımız oy yüzde 49,98 civarındaydı. Biraz önce Bahçelievler’deki başarıdan bahsedince baktım kaç almışız, yüzde 26 almışız. 49’dan 26’ya düşürmüşsünüz. Bunun tek sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu, değil mi! Hepiniz oralarda dolaşacaksınız, sonra döneceksiniz Kılıçdaroğlu’nu sırtından bıçaklamaya kalkacaksınız. Kemal Kılıçdaroğlu’nu size yedirmeyeceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkanımızdır, arkasında duruyoruz, durmaya devam edeceğiz. O yenileşmeyi, o değişimi de Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yapacağız” dedi. Canpolat, “20 yıldır bu partide MYK üyeliği yapanlar, 27 yıldır bu partide milletvekilliği yapanlar, hayatında hiç ön seçime girmeyenler CHP örgütünü anlayamazlar. Solu, sosyal demokrasiyi anlayamazlar. Hanginiz ön seçime girdiniz. Hanginiz yüzünüzü sola çevirdiniz. Hanginiz yüzünüzü gençlere, kadınlara çevirdiniz? Seçme seçilme hakkını gençlerin elinden aldınız, milletvekillerini atama ile yaptınız. Daha 4 gün önce Genel Merkez koridorlarında dolaşıp atama ile milletvekili olanlar değişimden bahsedemezler” diye konuştu.
CHP İstanbul İl Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde bugün yapıldı. Gün boyu yapılan konuşmaların ardından son olarak İl Başkanlığına aday olan Özgür Çelik ile Cemal Canpolat da sırasıyla kürsüye geldiler. Kura sonucunda ilk konuşmayı Çelik yaptı.
Kongredeki CHP’liler Canpolat’ı, “İstanbul’un umudu Cemal Canpolat”, “Örgütte liyakat Cemal Canpolat” sloganları ile karşıladılar. Canpolat’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“KAFTANCIOĞLU’NUN TALİMATLA YUHALATILMASINI KINIYORUM: CHP’nin geleneklerinin her gün biraz daha tartışıldığı bir dönem yaşıyoruz. Sayın Canan Kaftancıoğlu, sabah kongre açılışına geldiğinde bir grup arkadaşımız tarafından yuhalatılması CHP geleneklerine uygun değildir. Talimatla bunun yapanların CHP il başkanı, onunla daha önce yarıştım, benim rakibimdi, il başkanı olduğu süre içerisinde bir tek gün kamuoyu önünde tartışmadım, ama bu parti için 9 buçuk yıl hapisle cezalandırılmış kendi çocuklarının yarın sokağa çıktığında hedef haline getirilen Canan Kaftancoğlu’nun burada talimatla yuhalatılmasını kınıyorum.
DEĞİŞİM ANLAYIŞI VAR: CHP’nin gelenekleri, tarihi bir çınardır. Yüzyıllık bir tecrübesi olan parti kendi değerlerinde, kendi köklerinde Kuvayi Milliye geleneğinde Mustafa Kemal Atatürk’ün yedi düvele karşı savaşmış emperyalizme diz çöktürmüş, gericiliği tasfiye etmiş, CHP’nin geleneklerinde, ilkeleri, değerleri değişim anlayışı vardır. Bu parti, dönem dönem seçim barajı altında kaldı. İktidar olduğu dönemler vardır. Ama hep CHP gelenekleri tarihsel olarak partimizin bütün kurullarında uygulandı.
GENEL BAŞKAN İÇİN GÖZYAŞI DÖKENLERİ, DÖRT GÜN SONRA DEĞİŞİMLE ORTAYA ÇIKMALARINI KABUL EDEMEZ BU PARTİ: Bu dönem başka bir gelenekle karşı karşıyayız. Daha dün seçim olur olmaz seçim daha bitmeden CHP’nin eleştiri, özeleştiri mekanizmasını çalıştırmaya fırsat vermeden birlikte dört gün önce Genel Başkan için gözyaşı dökenler, kapıda bekleyip bakan olmak için çaba harcayanlar dört gün sonra değişimle ortaya çıkmalarını kabul edemez bu parti.
HANGİNİZ ÖN SEÇİME GİRDİNİZ: 20 yıldır bu partide MYK üyeliği yapanlar, 27 yıldır bu partide milletvekilliği yapanlar, hayatında hiç ön seçime girmeyenler CHP örgütünü anlayamazlar. Solu, sosyal demokrasiyi anlayamazlar. Hanginiz ön seçime girdiniz. Hanginiz yüzünüzü sola çevirdiniz. Hanginiz yüzünü gençlere, kadınlara çevirdiniz? Seçme seçilme hakkını gençlerin elinden aldınız, milletvekillerini atama ile yaptınız. Daha 4 gün önce Genel Merkez koridorlarında dolaşıp atama ile milletvekili olanlar değişimden bahsedemezler.
ATANMAK İÇİN EL PENÇE DİVAN DURANLAR ŞİMDİ DEĞİŞİMDEN BAHSEDİYOR: Siz hayatınızda CHP örgütlerine hiç gelmeyeceksiniz, hiç sol ile bir araya gelmeyeceksiniz… Şimdi arkadaşlarımız demokrasiden bahsediyor, ben bu partinin 3 dönem ilçe başkanlığını yaptım, 2 dönem il başkanlığını yaptım. CHP’yi referandumda yüzde 52’ye çıkardım ama ben Genel Merkezi’nde milletvekili koridorlarında dolaşmadım, atanmak için el pençe divan durmadım. Atanmak için el pençe divan duranlar şimdi değişimden bahsediyor. İlk siz değişeceksiniz. İlk bu örgütle barışık hale geleceksiniz.
CHP’LİLERİN BAŞKA PARTİLER ÜZERİNDEN İŞE GİRMESİNİ İÇİME SİNDİREMİYORUM: Yüzde 52,20’yi çıkardım. Hiç kimse İstanbul’da belediye başkanlığını almaya inanmadığı bir dönem Kadir Topbaş istifa ettiğinde o dönem Beylikdüzü Belediye Başkanımızı, İstanbul’a elini ben kaldırdım, belediye başkan adayı yaptım. O günden biz bunu gördük. Öyle kimse kendine pay çıkarmasın. Sonra belediye başkanı olduktan sonra CHP örgütünü dışarıda bırakmayı kabul edemiyorum. CHP’lilerin; başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum.
CHP DELEGELERİ, KUVAYI MİLLİYE GELENEĞİNDEN GELEN DELEGELERDİR: Sadece CHP’lilerin ilçe seçimlerinde, mahalle seçimlerinde, delege seçimlerinde işe girdiğini sevinerek duyuyorum. Şimdi sadece CHP örgütü delegeleri, size sadece oy vermek için işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum. Siz CHP’liler, istifa edip İYİ Parti üzerinden girme dönemi pazar gününden itibaren bitecektir. Bizim ne yaptığımızı, nereden geldiğimizi İstanbul örgütü biliyor. Gazi Mahallesi, Sultangazi, Küçükçekmece biliyor… Biz il başkanlığı yaptığımız dönemde sokakta yaptık, işçilerle yaptık, emekçilerle yaptık, sol yanımızla yaptık, 1 Mayıs alanlarında sendikacılarla yaptık. Biz sokaktan geliyoruz. Sokağı örgütleyerek geliyoruz. Şimdi yarım bırakılan yürüyüşü tamamlamak için geliyorum. Delege pazarı kurabilirsiniz. CHP delegeleri, Kuvayi Milliye geleneğinden gelen delegelerdir. CHP delegeleri öyle bir işe girmekle, makam sahibi olmakla onurlarını, haysiyetlerini satmayacak bir örgüttür.
İYİ PARTİ’NİN KADROLARIYLA SOLCU BELEDİYECİLİK YAPAMAZSIN: Eleştiri olarak sundu arkadaşımız niye belediye başkanı listenizde yok… Hiçbir belediye başkanı benim listemde yok. Ben örgütü listeme koydum. Bir önceki kongrede söyledim, pazartesi günü beni seçerseniz bu belediye başkanlarını, ilçe başkanlarının önünde önlerini ilikleteceğim demiştim. Dedim mi? Tercihi bizden yapmadınız. Şimdi bir kez daha söylüyorum; belediye başkanları kendi alanlarına çekileceklerdir. Kamucu, sosyal, solcu belediyecilik yapacaklardır. Sağ siyasetle belediyecilik olmaz. AKP’nin devşirme kadrolarıyla belediyecilik yapamazsınız. İYİ Parti’nin kadrolarıyla solcu belediyecilik yapamazsınız.
CHP, ÖZEL KALEM MÜDÜRLERİYLE YÖNETİLEMEZ: Pazartesi gününden itibaren her belediye başkanı kendi alanında olacak, kendi alanında mücadele edecek. Biz de belediye başkanlarımıza sahip çıkacağız, baş tacı yapacağız, örgüt işlerine bakacağız. Örgüt işlerinde taraf olursanız, bir tarafı karşınızda bulursunuz. Hiçbir belediye başkanımız, CHP kongrelerinde örgütü baskı altına alarak, örgütü dizayn etmeye kalkarak, kendi ilçe başkanını milletvekili yapıyorsunuz. Kendi ilçe başkanınızı gençlik kolu başkanı yapıyorsunuz. Kendinize il başkanı seçmiyorsunuz, özel kalem müdürü seçiyorsunuz. CHP, özel kalem müdürleri ile yönetilemez.
KONUŞURSAK İMAR RANTÇILARI SOKAĞA ÇIKAMAZLAR: Benimle ilgili aynı noktada peş peşe üç tane servis yaptılar. Adlarını söylemek istemiyorum, hepsini tespit ettim. Benim hayatta hiçbir belediye ile, hiçbir belediye başkanı ile bir çöp almışlığım yoktur. Olursa CHP’den istifa ederim. CHP’de rantçılara karşı mücadele verdim. Benim dönemimde 130 tane imar dosyasına İstanbul’u katleden imar çetesine karşı arkadaşlarımız dava açtı. 100’e yakın davayı kazandık. Rantçılara karşı mücadele eden bir arkadaşınız olarak servis yapılıyor, medyada… Soner Yalçın’ın ABC haberinde kamuoyuna mesaj atıyor. Şişli Belediyesi’nde imar çetesine baskı yaptığı için öldürülen arkadaşı tehdit etmiş… Bunu söyleyen aşağılıktır. Bunu söyleyen yalancıdır. Tam tersine ben arkadaşımı çağırdım, o dönem belediye başkan yardımcısı olan müfettiş arkadaşımız Leyla Öner, seni tehdit eden kimse biz karşısındayız, CHP olarak senin yanındayız dedim. Mücadelesini verdim. Bu alçakça iftiradır. Bu alçak iftirayı yapanlara dava açtım, sonuna kadar mücadele vereceğim. Biz konuşursak imar rantçıları sokağa çıkamazlar.
BU PARTİNİN BİR ÇÖPÜNÜ YEDİ DİYENLERİN ALNINI KARIŞLARIM: Bir diğer yine bu Soner’in gazetesinde servis ediyorlar. Hepsi aynı merkezden. Diyorlar ki Cemal Canpolat, bir gece de bilet sattı, 10 milyon lira, nerede? Ben bunu geçen kongrede meydan okuyarak söyledim; bir kez daha söylüyorum, 10 milyon liraya o dönem bilet bastık, sattık. Bunun 8 buçuk milyonunu bu belediye başkanları vermedi dedim. Bunlardan bir tanesi de sevgili Ekrem Başkan. 1 buçuk milyon TL, o dönemden borcu var, o biletin parasını vermeyenlerden birisi de o. Bu, iftira at, izi kalır. Ben her şeyi kabul ederim, ama bu partinin bir çöpünün yedi diyenlerin alnını karışlarım. Herkes haddini bilecek.
BİZ KONUŞURSAK SİZ SOKAĞA ÇIKAMAZSINIZ: Bir diğeri, hayatımda en kötü çirkefliğine karşılaştığım bir dönemdir. Hani bu bir asansör ihalesi var, her gün gazetelerde çıkıyor ya… Tuncay Özkan, Engin Özkoç bir de eski bir il başkanı diyor. Eski il başkanı, zaten o şirketin yönetiminden sorumlu. Herkes biliyor, bilmesine rağmen, yine aynı gazeteye aynı yerden servis yapılıyor. Diyor ki beni fotoğrafımı da koyuyor, acaba bu eski il başkanı Cemal Canpolat mı? Bu haberi yapan alçaktır. Bu yalanı söyleyen şerefsizdir. Bunu ispatlamayan da şerefsizdir. Ben belediyeleri bırakın asansör, belediyelerden bir çöp alırsam namerdim, haysiyetsizim. Bunu söyleyen de haysiyetsizdir. Biz konuşursak siz sokağa çıkamazsınız.
BERKİN ELVAN’IN BABASI BENİM LİSTEMDE: Unutulmuş, kısa yoldan devrimci olanlar var, hayatında hiç devrimci mücadelede olmayan, solcu olmayan, sol kelime söylediğinde bile kendine eziyet olanlar devrimcilikten bahsediyor. Benim listemde kim var biliyor musunuz? İki kişi önerdim. Birisi Gezi direnişinde evine somun ekmek almaya giderken 14 yaşında öldürülen Berkin Elvan’ın babası var. Biz o Gezi direnişinin her alanında, o öldürülen nişan alınarak tek tek öldürülen 12 kişinin aynı değerleri paylaşması bir tesadüf müdür? Bu toplum bedel ödüyor. Bunların sırtından siyaset yapanlar onları görmüyor.
BORA GEZMİŞ BENİM LİSTEMDE: Öbür isim kim biliyor musunuz? Benim de aynı gelenekten geldiğim, aynı mücadeleyi verdiğim Deniz Gezmiş’lerin geleneğinden gelen birisi olarak Deniz Gezmiş’in kardeşi Bora Gezmiş benim listemdedir. Öyle biz el bebek gül bebek öyle gelmedik. Biz icazetle il başkanı adayı olmadık. Biz yaşamın her alanında dişimizle, tırnağımızla mücadele ederek geldik.
ÜÇ KURUŞ KAZANDIM, PARTİYE HARCAMAK İÇİN GELDİM, BELEDİYELERİN SIRTINDAN SİYASET YAPMADIM, YAPMAYACAĞIM: Peki niye aday oldun diye sorduklarında örgütün aşağıdan bir talebinin olduğunu, ilçe başkanlarından, gençlik kolundan, kadın kollarına kadar bizim aday olmamız konusunda bir teklif geldi. Öyle bir talebim yoktu. Son 10 günde ‘evet’ dedim. Niye dedim biliyor musun? Bu son 20 yıldır bizi siyaset dışı bırakıp Genel Başkanın etrafını örenler 20 yıldır İstanbul’da il başkanlığını kazandık, bizi Genel Başkana karşı gibi izah ettiler, karşı karşıya geldiler, Genel Başkanın yanında yer aldılar. Milletvekili, genel başkan yardımcısı oldular, belediyeleri belirlediler. Sonra ne oldu? Ben dişimle tırnağımla kazandığım parayı, İstanbul İl Başkanlığına geldiğimde 15 milyon İstanbul’un borcunu ödedim, bir kısmını faizle alarak ödedim. Ödediğim gün ili teslim ettim. Borcun harcıyla gittim, yeniden üç kuruş kazandım, partiye harcamak için geldim. Belediyelerin sırtından siyaset yapmadım, yapmayacağım da.
ÖRGÜT BAŞKANLARIMIZ YUMRUK YUMRUĞA DÖVÜŞÜRKEN KAÇANLAR DEĞİŞİMDEN BAHSEDEMEZLER: Gönül isterdi ki bu partiye bu kadar emek verdik sokakta, sahada. Dayak yedik, eylem yaptık. Eylem yapmadığımız alan olmadı. O referandumda gençlik kolları başkanlarımızı bıçaklayanlar, dövenler, eve hapsetmek için kurşun yağmuruna tutanların karşısında gece 11’de eylemimizi yaptık. Biz gençlerimizi size dövdürmeyeceğiz dedik. Sonra Genel Başkanımıza Fatih Camii’nin önünde kurşun atıldığında biz Genel Başkanımızı korumak için ilçe başkanlarımız, örgüt başkanlarımız yumruk yumruğa dövüşürken kaçanlar değişimden bahsedemezler.
BİR GECEDE GENEL BAŞKANI HANÇERLEYEREK DEĞİŞİM İSTEMELERİNDEN DOLAYI BURADAYIM: Biz eylem yaptık. Caminin önünde o eylemi yaptık. Sonra bir gün sonra gençlerle, kadınlarla AKP binasına dayandık mı? Ne dedik orada, eğer bir daha Genel Başkanımıza fiske vurursanız İstanbul’u size dar ederiz dedik mi? Peki o AKP İl Başkanı ile kavga ettiğimizde her türlü mücadele ettiğimiz referanduma girdiğimde biz yüzde 52,20 aldık mı? Kim bizim listelerimizde milletvekili oldu? O AK Parti il başkanını bizim listelerden milletvekili yaptılar, ben buradayım. Hala buradayım, ben örgütteyim. Bizim eleştiri hakkımızı bile elimizden aldılar. Eleştirme hakkımızı bir gecede bir zoom toplantısına katılıp değişmeyenlerin bir gecede Genel Başkanı hançerleyerek değişim istemelerinden dolayı buradayım. Genel Başkana eleştirilerimizi saklı tutmak koşuluyla Genel Başkanı desteklemek için, arkasında durmak için buradayım.
SOLDA BU DEĞİŞİMİ YAPACAĞIZ: Her gün aynı kanallar aynı adamlar. Koro halinde CHP Genel Başkanı’nı itibarsızlaştırma için aynı şeyleri söylüyorlar. Ben de dedim ki CHP Genel Başkanının koltuğu kurucu liderimizin Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğudur. Onu itibarsızlaştırmak doğru değildir. Onu da koro halinde yaydılar. Bu yenileşmeyi yapacağız. Bu yenileşmeyi kimle yapacağız? Dışarıdan atananlarla değil. Atanan belediye başkanları, milletvekilleriyle değil. Örgütle, solumuzla, gençlerle, kadınlarla yapacağız, solda bu değişimi yapacağız.
BİR TEK ATATÜRK’ÜN ÖNÜNDE EĞİLDİM: İlçe başkanları unutuldu. Milletvekilleri, sadece kendilerine yakın; eşi, dostu, danışmanı milletvekili olanlar burada değişimden bahsediyorlar. Hadi be sizde! Rüşvetle milletvekili olanlar değişimden bahsedemezler. Değişimi birlikte yapacağız. Genel Başkanımızın öncülüğünde bu yeniliği yapacağız, sol, sosyalist kadroların önünü açacağız. Sağa kucak açma dönemi bugünden itibaren bitmiştir. Kendi solumuza, sosyalistlere, sosyal demokratlara döneceğiz. ve Türkiye’yi bunların başına dar edeceğiz. Ben hayatta, hiç eğilmedim. Bir tek Mustafa Kemal Atatürk’ün önünde eğildim. Onun dışında hiç eğilmedim, eğilmeyeceğim…
PARTİYİ BİR GÜN KAMUOYUNA TARTIŞMADIM: 20 yıldır değişmeyenler değişimden bahsedemezler. Ben bu kadar yıllık emeği olan bir insanım. Çok teşekkür ediyoruz Özgür kardeşimiz söyledi, bilboardları bir iş adamı yapmış. Bu güzel bir şey. Gönül isterdi ki televizyon programlarına çıkarken bile beni TV100’den aradılar, ‘Özgür de çıkacak siz de çıkar mısınız?’ Dedim tabii ki Özgür benim kardeşimdir, Özgür’e bir tek şey söylemem, o benim kardeşimdir. Tartışma dışı bırakıyorum. Akşam bağlandığımızda ilk soru Şaban Sevinç’ten geldi, dedi ki ‘Ben Özgür’e vekaleten partiyi kamuoyu önünde tartışmam dediği için çıkmadı.’ Arkadaş, siz bana dediniz ki Özgür çıkacak diye ben çıktım. Ben partiyi 5 yıldır her türlü mağduriyet yaşamama rağmen, 5 yıldır devşirme adamların milletvekili olmasına rağmen, hiç hak etmeyen belediye başkanlarına rağmen partinin hiçbir yerinde el etek öpmeyen milletvekili, belediye başkanı olmamama, en mağdur olan ben olmama rağmen partiyi bir gün kamuoyunda tartışmadım.
SİZİN TAKDİRİNİZE BIRAKIYORUM: Cımbızla oradan içini dışını çekiyor, ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu Atatürk’e benzettim diye… Onu sizin takdirinize bırakıyorum. Sonra aynı troller, aynı medya kanallarında servis yapıyor. Arkasında onu aynı troller devam ediyor. CHP Genel Başkanı’na nasıl saldırıyorlarsa saldırıyı yükselttiler. Benim verilmeyecek hiçbir hesabım yok. Hepsinin karşısında mücadele etmeye hazırız. Bu örgüt baş eğmedi, o trollere de eğmeyecek.
BAŞARILAR DİLİYORUM: Bir gün sonra Özgür kardeşim, Halk TV’de özel bir programa davet ediliyor. Halk TV sahibi de benim 30 yıllık arkadaşımdır, bilmenizi istiyorum. Ama sadece Özgür’ü davet ediyorum. O televizyonu almasına da benim de biraz katkım oldu. Mesela biz de çağırılabiliriz. Sadece bir tek adaya servis yapılıyor. Çok da güzel oldu, herkes tanımış oldu. Başarılar diliyorum ona.
KILIÇDAROĞLU’NU SİZE YEDİRMEYECEĞİZ: Ben İstanbul’u teslim ettiğimde Bahçelievler’de referandumda aldığımız oy yüzde 49,98 civarındaydı. Biraz önce Bahçelievler’deki başarıdan bahsedince baktım kaç almışız, yüzde 26 almışız. 49’dan 26’ya düşürmüşsünüz. Bunun tek sorumlusu Kemal Kılıçdaroğlu, değil mi! Hepiniz oralarda dolaşacaksınız, sonra döneceksiniz Kılıçdaroğlu’nu sırtından bıçaklamaya kalkacaksınız. Kemal Kılıçdaroğlu’nu size yedirmeyeceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkanımızdır, arkasında duruyoruz, durmaya devam edeceğiz. O yenileşmeyi, o değişimi de Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yapacağız. En kısa zamanda.
HADİ BE SİZDE: Kılıçdaroğlu, eline tek pankartı eline alıp ‘adalet’ diye yürüdüğünde 24 gün boyunca hiç uyumadan İstanbul’u Maçka Parkı’nda buluşturduk, Gezi direnişinden sonra en büyük eylem yeri yaptık. 21 STK temsilcisiyle beraber. Odalarla, sendikalarla, EMEP ile ÖDP ile bütün sol dünyayla birlikte buluştuk, Genel Başkanımızı her gün Adalet Nöbeti’nde karşıladık ve yürüdük. Sonra İstanbul’da 200 bin kişi olmaz diyen Genel Merkez yöneticileri, şimdi değişimciler, onlara inat içeride 2 buçuk, dışarıda 1 buçuk milyon 4 milyon İstanbullu ile Genel Başkanımızı karşıladık. Dünyanın en büyük yürüyüşü, Gandi’den bir gün fazla, 24 gün yaptı. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu, bu yürüyüşü başka bir ülkede yapsaydı ‘Herkes için Adalet Yürüyüşü’nü gazeteciler, hapiste yatan devrimciler, mağdur olanlar, solcular, sahipsizler için o yürüyüşü yaptığında yüzde 85 oy alırdı. Peki ne yaptı Kılıçdaroğlu? Sizi milletvekili yaptı, çıktınız bir gün sonra bakanlık olsaydı bunlar bizi kapılardan içeri almazlardı. Emek bizim, liyakat burada, gençler, kadınlar burada, örgüt burada, milletvekili onlar. Değişimci onlar. Hadi be sizde.
GENÇLERİ BİRLEŞTİRMEYE GELİYORUM: Değişim olacak. İlkin İstanbul’u değiştireceğiz. Birbiriyle barışmayan bir örgütü barıştıracağız. Belediye başkanları belediye başkanlarıyla kavgalı. İl başkanını tanımayan belediye başkanları… Parti yönetimini tanımayan belediye başkanları, ili tanımayan ilçe başkanları… Gençleri birbiriyle kavga ettiren bir parti yönetimi olabilir mi? Ben o gençler birleştirmeye geliyorum.
BİZ BAŞ EĞMEYEN PİR SULTAN’IN GELENEĞİNDEN GELİYORUZ: Beni sorgulayanlar biliyor. Sivas Katliamı olduğunda ortada olmayanlar, orada saz çalıp türkü söyleyip semah dönenlere kibrit çakıp yakanlara… Biz o dönem ilçe başkanıydık, aynı gece Sivas’a gittik, orada eylem yapanlara sahip çıktık ve İstanbul’da onlarla birlikte en büyük mitingi yaptık. Sivas davasına sahip çıkmayanlar, Sivas mücadelesini bilmeyenler Sivas’tan bahsedemezler. Biz Sivas’ın Banaz yaylasında Hızır Paşa’ya karşı direnen, direnirken baş eğmeyen Pir Sultan’ın geleneğinden geliyoruz. Biz asıldığında son bir sözün var mı diye sorulduğunda var diyor Pir Sultan, sazımı verin diyor. Taşlatıyorlar, onun en yakın kardeşine de taş attırmaya çalışıyorlar. O da diyor ki ‘ben gül atacağım.’ Gül atıyor. Bu Pir Sultan’ın zoruna gidiyor. Alıyor sazı eline, ‘ille başıma yağar pare gibi taşlar, hiç değmez bana, ille dostun gülü yaralar beni’ diyen geleneğin baş eğmeyenlerin mücadelesini veriyoruz. Ötekilerin mücadelesini veriyoruz. Biz düştüğümüz yerden her zaman kalkarız. Biz Che Guevara’nın söylediği gibi ‘Biz düşersek düştüğümüz yerden kalkarız, yeniden mücadeleye devam ederiz. Yeniden ayağa kalkarız, bu düzeni başına dar ederiz.’ Ama onlar düşerse bir daha kalkamazlar, çünkü onlar gücü, yetkiyi makamlardan alıyor, saltanattan alıyor. Biz düştüğümüz yerden kalktık, yürümeye başladık.”